DİJİTAL DENGE

Teknolojinin hızla geliştiği dünyamızda hayatımızın neredeyse her alanında duymakta olduğumuz yeni bir kelime var. “DİJİTAL”.

Dijital, verilerin elektronik araçlar ve teknolojiler yardımı ile sayısallaştırılmış halidir. Örneğin dijital saat dünyanın kendi ekseni etrafında bir günlük dönüş süresini sayısallaştıran araçtır.

Gelişen teknoloji ile hayatımıza birçok akıllı cihaz girmiştir ve dijital dünyada harcadığımız zaman günlük yaşantımızın büyük bir kısmını kapsamaktadır. ABD’de yapılan bir araştırma sonuçları göstermektedir ki yetişkin insanlar ortalama olarak günlerinin 8 saatini sosyal medyada aktif olarak harcarken, genç insanlar neredeyse  10 saat boyunca aktifler. Ne kadar büyük bir saat dilimi değil mi? Şimdi düşünelim bizler bir günümüzün kaç saatini akıllı cihazlarımızla bir bütünmüş gibi harcıyoruz?

digital-marketing-vs-traditional-marketing.jpg

Teknolojinin getirdiği yeniliklerden ve sağladığı avantajlardan en iyi şekilde yararlanabilmeyi hepimiz isteriz. Dijital dünyanın olumsuz etkilerine maruz kalmadan onunla sürekli etkileşim halinde olabilmek için “Dijital Dengeyi” doğru kurabilmemiz gerekir. Peki nedir DİJİTAL DENGE ya da  nasıl sağlanır?

Dijital denge, teknoloji ile sağlıklı iletişim kurabilme, sürdürebilme ve teknolojik ortamda kontrolü kaybetmeden işlerimizi kolaylaştırabilme becerisidir.  Teknolojinin bize engel olmasına izin vermeden çevremizdeki insanlara ve dijital dünyaya eşit zaman ayırabildiğimizde dijital dengeyi sağlayabilmek konusunda başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz.

Gün içerisinde kaç farklı akıllı cihaz kullanıyorsunuz ?

İş hayatınız için farklı özel hayatınız için farklı telefonlar kullanıyor musunuz?

Gün içerisinde aynı anda birden çok akıllı cihazı aktif olarak kullanmak ve birden çok işle meşgul olmak üretkenliğimizi düşürür. Doğru olan belli bir süre içerisinde sadece bir işe odaklanıp, onu tamamladıktan sonra farklı bir işe başlamaktır. Bu kuralı doğru olarak uygulayabilmemiz için öncelikle işlerimizi önem düzeyine göre sıralayıp, hangi cihaz üzerinde işimizi tamamlayacağımızı belirlemektir.

İş hayatınızda ya da günlük hayatınızda kaç farklı uygulama kullanıyorsunuz?  Sizler de fark etmişsinizdir. Uygulamaların hepsinden ayrı ayrı aldığınız bildirimler dikkatinizi dağıtıyor, odak noktanız kayıyor.  Peki sizce gelen her bildirim gerçekten acil ya da önemli mi? İnsanlarla sağlıklı iletişim kurabilmemiz için karşımızdakini dikkatli dinlememiz ve empati yapmamız gerekmektedir. Oysa konuşmanın ya da toplantının ortasında akıllı cihazlarımızdan aldığımız bildirimler, ve cihazla ilgilenmemiz iletişim kalitesini düşürmektedir. Karşımızdaki insan ona gereken saygıyı ve değeri vermediğimizi düşünerek kendini kötü hissedebilir. Dijital dengeyi sağlamak için yalnızca hayatınızı ve iletişiminizi kolaylaştıran uygulamaların bildirimini açmalısınız.

Bu sayede dikkatiniz daha az dağılacak ve kullandığınız bellek azalacaktır.

Kullandığınız uygulamalarda ne kadar zaman harcadığınızı bilmenizde de fayda var. Bunun için izleme uygulamalarını kullanabilirsiniz. Hatta bazı uygulamalar için farklı bir izleme uygulaması kullanmanıza dahi gerek yok, uygulamanın kendisinde izleme özelliği mevcut.

Teknolojiyi kullanırken hayatımızın neresinde ya da ne kadarına dahil olacağını belirlemediğimiz sürece dijital dengeyi kuramayız. Teknoloji kullanım davranışlarımızı alışkanlığa dönüştüremediğimiz sürece başarılı olduğumuz söylenemez.

Aristotales’in de dediği gibi “DEFALARCA NE YAPIYORSAK OYUZ. BU YÜZDEN MÜKEMMELLİK BİR EYLEM DEĞİL, ALIŞKANLIKTIR.”

Alışkanlıklarımızı oluşturmak için öncelikle, dijital bir vizyon, amaçlar ve hedefler belirlemeliyiz.

Gün içerisinde, e-postalarımıza, sosyal medyaya ya da yakın çevremize ayıracağımız zaman dilimi belli olmalıdır.

Bu sayede hangi uygulamaları, ne zaman kullanmamız gerektiğini bilir ve teknolojiden maximum oranda yararlanarak olumsuz yönlerine maruz kalmayız.

Yapılan anketlerde bazı  iş insanlarının iş ve özel telefonlarını birbirinden tamamen ayırdığını, iş hayatında özel telefonunu, özel hayatında ise iş telefonunu rahatsız etme modunda kullandığını  öğreniyoruz. (Rahatsız etme modu  da acil durumlarda çağrı kabul edebiliyor.) Bu fikir bana çok mantıklı geldi bir işim olduğunda sanırım bende 2 farklı telefon kullanacağım. 🙂

Teknolojinin hayatımızdaki rolünü belirleyerek dijital dengeyi sağlamak; sağlıklı iletişim kurabilme becerimizi, üretkenlik ve verimliliğimizi arttırır.  Umarım hepimiz dijital dengeyi sağlayabilen bireyler olarak hayatımıza devam edebiliriz.

Sağlıcakla kalın.

1 Yorum

  1. hüseyin er dedi ki:

    MAKALENİZİ PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TESEKKÜRLER ADEL HANIM

    Beğen

Yorum bırakın